TÜRKÇE (English text further below)
Şimdi de bir rüyamı anlatacağım. Bu rüyayı gerçekten
gördüm. Herhâlde bir ay kadar olmuştur.
Bir apartman dairesinin içi; bizim evden çok farklı
değil! Bütün perdeler çekili, içerisi loş. İnsanlar var, gözleri kapalı,
meditasyon yapar pozda yayılmışlar. Bedenlerine gri-kahverengi tonlarada
yılanlar sarılmış. Yılanlar örülmüş saç görünümünde, hem birbirlerine, hem
insanlara dolanmış. İnsanların meditasyonu adeta bir komaya dönüşmüş gibi, o
yılanlar onlara sarılı kaldıkça o uyku hâli geçmeyecek.
Rüya nasıl mı bitti? Aslında bir tere varmadı. Bir
hatırladığım arkada bir odadan ışık geliyordu ve ben o kasvetli atmosferden
kaçmak için o tarafa gitmeye çalışıyordum. Gerçek evimizde kendi çalışma odamın
olduğu taraf olduğunu uyanınca farkettim.
ENGLISH
And now I’ll share a dream. I really had this dream. It
has been about a month or so!
The inside of an apartment, not unlike our own! All the
curtains are drawn, it’s shadowy and dark inside. There are people inside, eyes
closed, sprawled around in meditative poses. İntertwined with their bodies, and
with each other, are snakes in grey-brown tones.The snakes form literal braids,
extending from the bodies of the mystics, whose meditations have for all
intents and purposes turned into a coma since they are unable to wake up so
long as the snakes hold them in their coils.
How did the dream end? It really didn’t lead anywhere.
One thing I remember is, there was a light coming from a back room and I was
trying to get there to escape the opressive atmosphere. When I woke up I
realized that, in our real home, it was the direction of my study.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder